Bu yazımda 2021 yılı itibari ile çok konuşulan ve 2022 yılında açıklanacak Google Trend Analizi raporunda üst sıralarda göreceğimizi düşündüğüm “Metaverse” kavramını ve ekosistemini anlatmaya çalışacağım.
Metaverse, kelime anlamı bakımından gerçeğin ötesinde anlamını taşımaktadır. Sanal gerçeklik üzerine kurulacak yeni dünyanın ismi olarakta tanımlayabiliriz. Metaverse kavramını gerçeğin ötesinde farklı bir evren diye tanımladığımızdan dolayı bu evrene geçiş için insanoğluna bazı teknolojiler gerekiyor. Evrenler arası geçiş için köprü görevi görecek teknolojilere günümüzde AR(Arttırılmış Gerçeklik) ve VR(Sanal Gerçeklik) teknolojileri diyoruz. Metaverse kavramından önce AR ve VR kavramları hakkında bilgi sahibi olarak başlayabiliriz.
AR, fiziksel dünyamızı dijital bilgi katmanları ekleyerek genişleten teknolojidir. Mevcutta bulunan gerçek ortamlara sesler, videolar, objeler, grafikler ekler. Bunları yapmak için kamera ile entegreli bir AR uygulaması yeterli olacaktır. AR oyunları veya uygulamaları kullanıcıların bulunduğu ortamla özdeşleşir. Örnek verecek olursa 2016 yılında çıka PokemonGo oyunu buna bir örnektir. Oyun AR teknolojisi kullanarak bulunduğumuz ortamlarda farklı Pokemon’lar gösteriyordu.
Bir diğer örnek olarak IKEA firmasını söyleyebiliriz. Artırılmış Gerçek(AR) teknolojisi ile bir ürünü satın almadan önce ürünü bulundukları mekânda görüntüleyip dekorasyon, boyut, renk olarak doğru kararı verebilmelerini sağlamaktadır.
AR teknolojisinin eğitim, giyim, oyun, yapı/mimari, reklam ve pazarlama gibi birçok sektörde kullanıldığını söyleyebiliriz.
VR teknolojisi ise mevcuttaki fiziksel gerçeklikten teknoloji kullanılarak oluşturulan sanal gerçekliğe geçiştir. Fiziksel ortamdan sanal ortama geçiş için mikrofon, kulaklık, gözlük gibi ekipmanlar kullanılır.
Örneğin Çin Seddi’ni görmek istiyorsunuz ama paranız yok veya işinizi bırakamıyorsunuz; Çin Seddi’nin dijital olarak oluşturulduğu ortamda VR cihazınız sayesinde gezebileceksiniz, üstelik bunu arkadaşlarınız ile aynı anda yapabileceksiniz. Engelli bir vatandaş evinde dört duvarın içinde olmasına rağmen motorsiklet yarışlarına katılabilecek. Bir gecekonduda yaşasanız bile, VR ile bir şatoya sahip olabileceksiniz.
Metaverse, kimileri için filmlerde ve dizilerde gördüğü gibi lüks ve zengin ortamlara geçiş yapabileceği bir dünyadır. Kimileri için işlerini, toplantılarını, görüşmelerini yönetebileceği sanal ofislerdir. Kimileri için dünyayı dolaşmak, göremediği yerleri görmek isteyeceği bir araçtır. Bir diğerleri için arkadaşları ile ortak oyunlar oynayabileceği, çeşitli sporlar yapabileceği alanlardır.
Metaverse, örneklerden de görüleceği üzere insanların hayallerini ve isteklerini gerçekleştirebilecekleri ekosistemdir.
Metaverse kavramına ekosistem dememizin sebebi içerisinde NFT, Coin, Token, Web 3.0 gibi ögeleri barındırıyor olmasıdır. Kısaca bahsedecek olursak Sanal bir Mars evreninde NFT olarak satın aldığımız bize benzer bir karakter ile evren içerisinde çalışarak coin kazanabiliriz. Daha sonra bu coin’i farklı borsalarda satıp fiziksel emtiaya çevirebiliriz. Diğer seçeceğimiz ise coin ile sanal evren içerisinde bir konut veya araç alabiliriz. Diğer yazılarımda bu kavramlara detaylı olarak değindim.
Gelin birde metaverse ekosistemine farklı açılardan bakalım:
Sağlık açısından bakacak olursak insanoğlunu daha statik yapacağı için kilo, kas, eklem v.b. birçok problemler yaratacaktır.
Psikolojik açıdan bakacak olursak insanları hayallerine kavuşturacak ve insanların hayatlarını kolaylaştıracaktır. Fakat insanoğlu sanal dünyadaki güzelliklere alışıp gerçek dünyaya döndüğünde gerçek hayattaki ekosistemden rahatsız olabilir. Bu durumda ruhsal ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Hatta psikolojide sanal evrenden gerçek evrene geçiş problemi adında yeni bir dal oluştuğunu görebiliriz.
Ekonomik açıdan bakarsak kurulacak sanal evrenler ile birlikte birçok yeni iş kolu ortaya çıkacaktır. İstihdamın artmasını bekleyebiliriz. Şu an Filipinler ve Vietnam’da Axie Infinity adında bir metaverse oyunundan aylık ortalama 140-420$ arasında gelir kazanan oyuncu sayısı oldukça fazladır. Bu durum da kripto varlıkları temel alan bir dijital ekonomiyi ortaya çıkarıyor.
Politik açıdan bakacak olursak devletlerden önce veri monarşilerini etkileyecek gibi görünüyor. Google, Apple, Amazon, Facebook gibi şirketler birçok uygulama, tarayıcı, sosyal medya gibi araçlar ile son kullanıcılardan birçok veriyi toplamaktadır. Şirketler topladıkları kullanıcı verilerini AI teknolojilerinde, Reklam teknolojilerinde, bölgesel ve ülkesel toplum profili oluşturmada, birçok ürünlerinde kullanmaktadır. Veri monarşisi dediğimiz şirketler için teknolojiye liderlik etmek ve yeni kullanılabilir ürünler tasarlamak öncelikli hedeftir. Bu hedefleri gerçekleştirmek içinde ellerinde son kullanıcı verisi yani insanoğlu verisi olması gereklidir. Bu şirketler mevcut zamanda mobil ve web tabanlı birçok merkezi uygulama üzerinden veri toplamaktadır.
Peki ileride metaverse gibi merkezi olmayan ekosistemden nasıl veri toplayacaklar?
Bu noktada ilk adımı Facebook hiç beklemediğim bir şok edici şekilde ismini “META” olarak değiştirerek attı.
Veri monarşisi dediğimiz büyük şirketler kendi metaverse ekosistemlerini kurmaya başladılar. Bu ekosistemler üzerinden kullanıcılardan data toplamaya devam edecekler. Çünkü veri toplamak zorundalar, onları en büyük yapan en önemli parametrelerden biri sınırsız veri toplamalarıdır. Her bir büyük firma ekosistemini oluşturacak ve birbirlerine bağlayacaklar. Bizde ekosistemler arasında kendimize ait objeler(NFT) ile dolaşıp faydalanacağız.
Fiziksel çalışma düzeni son bulup metaverse ekosisteminde çalışıp hayatını kazanan, bu evrende ev alıp araba alıp hayatını yaşayan insanları görmemiz sizlere de çok uzak gelmiyor diye düşünüyorum.
Sizce ileride insan hayatını idame ettirecek besinleri sıvı olarak verip komple metaverse evreninde yaşamını sürdürecek hayatlar görebilir miyiz?
“Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor.”
Tolstoy